19 Şubat 2013 Salı

Mimar Sinan ve Mihrimah Sultan

Dün akşam okuduğum bir yazıyı hemen paylaşmak istiyorum. Mimar Sinan ile Mihrimah Sultan'ın aşkı.... 
Bilindik bir hikayenin içinde barınan gizler çok etkiledi beni. Bu kadar detay bilmiyordum. 

Mihrimah Sultan Kanuni Sultan Süleyman'ın ve Hürrem Sultan'ın kızı. 

Adını  Sultan baba koyuyor." Mihr ve  mah" farsça güneş ve ay demek... 
Mihrimah Sultan 17 yaşına geldiğinde iki talibi oluyor, birisi Diyarbakır valisi Rüstem Paşa, diğeri de sarayın baş mimarı Mimar Sinan. 
Sultan Süleyman Rüstem Paşa ile evlendiriyor Mihrimah Sultan'ı ama Mimar Sinan da bu arada aşık olmuş oluyor. Ufak bir ayrıntı da şu; Mimar Sinan evli ve 50 yaşında.
Aşkına kavuşamamasına rağmen deliler gibi aşık olduğu Mihrimah Sultan için Kanuni'nin emri ile Üsküdar'da yapılan camide adeta aşkını sanatına yansıtıyor. Etekleri yerleri süpüren bir kadın silüeti gibi yapıyor camiyi. Tarihçiler böyle yorumluyorlar.

Sonra da ilk defa ( burası da önemli bence)  padişah fermanı olmadan İstanbul'un en ıssız ama en yüksek tepelerinden birinin üzerine ikinci bir cami inşaatına başlıyor. Her sanatçı gibi aşkını ifade etmesi lazım. Edirnekapı'da yaptığı bu inşaat  küçücük bir cami, 38 metre yüksekliğinde bir minaresi var ve bir adet kubbesinin üzerinde ise 161 pencere var ki bu tarihte bu işi yapabilecek bir mimar dünya üzerinde yok diyor tarihçiler.

Bu pencerelerin  içeriye  aydınlık vermesi planlanmış ve başarıya da ulaşılmış, bu da bazı sanat tarihçilerine göre Mimar Sinan'ın Mihrimah Sultan'ın iç güzelliğini anlatması şeklinde yorumlanıyor. Aslında yapılan eserde iki minare de olabilecekken tek minare yapılması yaşanan yalnızlığı ve hüznü anlatıyor olarak yorumlanıyor bazı tarihçilerce... 
Asıl etkileyici  kısım bundan sonra başlıyor.
Mimar Sinan'ın gerçekten matematik dehası olduğu  su götürmez bir gerçek. Yaptığı eserlerden bunu anlayabiliyoruz şüphesiz. 
Mihrimah Sultan için yapılan iki camiye de bir de sır saklamış Mimar Sinan. Aşkını bir gizem içinde yapılandırmış. 

Yılın sadece bir günü 21 Mart'ta ( ki bu da Mihrimah Sultan'ın doğum günü), gece ve gündüzün eşit olduğu günde, Edirnekapı ve Üsküdar'daki camiyi  birlikte görebileceğiniz bir yere geçip seyretmek lazım bunu net anlamak için.
Edirnekapı'daki caminin minaresi üzerinden güneş batarken Üsküdar'daki caminin minaresi arkasından ay doğuyor. Bu durum karşısında bu tarihte bu hesaplamaların nasıl yapıldığına, nasıl bir zihin muhakemesi olduğuna ve  bu güzelliği nasıl düşünerek hesaplamalar yapıldığına inanamıyor insan.
Bu nasıl bir tutkuymuş ve nasıl bir güzellik! 
Bazı tarihçilere göre ise bu bahsedilen aşk bir rivayetten öte değil. Eserlerdeki durum ise özel bir durumu ifade etmiyor, zaten Mimar Sinan'ın tüm eserlerinde  benzeri hesaplamalar mevcut deniyor. 
Hangisi doğru bilinmez ama tüm kitaplarını okuduğum çok sevdiğim edebiyatçı İskender Pala'nın HaberTürk'te yayınlanan bir yazıda şu sözünü okumuştum; 
"Eğer Mimar Sinan bir kadına aşık olacak olsa bu  kadın Mihrimah Sultan olurdu." 

Dönemi  ve bu aşkı anlatan  Mina Oğuz'un romanını okumalıyım hemen.... 
Aşka geldim... 






Ev yapımı Hot dog

Elimdeki malzemeler ile  bu sefer böyle bir şey çıktı.
Tam buğday unu kullandım, sağlıklı da oldu. ( çok güldük buna ..... ) 
Malzemeler : 
1 bardak zeytinyağı 
1 bardak süt 
Yarım paket yaş maya (süt ile eritilecek) 
tuz 
1 çorba kaşığı şeker 
1 şişe soda 
Aldığı kadar un 
İçi için parmak sosis 
Yapılışı : 
Tüm malzemeleri  ( sosis hariç)  karıştırıp hamur haline getiriyorum ve bir süre mayalanmaya bırakıyor. Mayalanma süreci sonrası hamurdan kopardığım parçaları elimde açıp orta kısmına bir sosis koyup  kapatıyorum ve şekil veriyorum. Üzerine yumurta sarısı sürüp  180 derecelik fırında  pişiriyorum. Çıkartır çıkartmaz soğuması bile beklenmiyor, garanti edebilirim.  Ben tam buğday unuyla yaptığım için rengi  biraz koyu oldu. Afiyet olsun.... 





Havlu kenarına danteller, ne de güzel oldular.

Havluların kenarı için çok önceden aldığım havlu ve dantel parçalarını buluşturdum. Hazırlıkları ve makinede dikimi dahil 10 dakikamı almadı. Çok da memnun oldum.





Araba nazarlığı

Dostların yeni aldığı araba için yaptığım  nazarlık. Kazasız belasız iyi günlerde kullanmaları dileğiyle.... 



Sabunlar


Sabunlara dekupaj yapmaya devam ediyorum. İşte aşağıdaki çiçekli ve kalplı modeller ... 


Atık bitkisel yağlarımızı biriktiriyoruz.

Araya hafta sonu girince benim üretimler de biraz sekteye uğruyor. Hem yazacağım konular birikiyor hem de yapacaklarım.
Bu arada yazmayalı bayağı da olmuş.
Aslında biriktirdiğim çok şey varmış şimdi düşününce. Kimi hala güncel kimi de geçmiş zaman olur ki cinsinden olacak artık ama bahsetmeden de edemeyeceğim.
Birinci ve en önemli konum "Atık Yağlar"
Antalya Büyükşehir Belediyesi  web sayfasını incelerken Atık Yönetimi ve İşletme Müdürlüğünün yürüttüğü "Alo Atık Hattı"na rastgeldim. Bu kapsamda atık piller, ambalaj atıkları, elektronik atıklar, Atık madeni yağlar ve atık bitkisel yağların kaynağında ayrıştırılarak toplandığı bilgisine ulaştım.Televizyonda yaklaşık bir ay önce bir belediyenin atık yağlar ile ilgili yaptığı bir bilinçlendirme ve teşvik kampanyasını izlemiştim. Mutlaka bizim belediye de bunu düşünmüştür dedim ve incelediğimde sessiz sedasız başlanmış. (Belki sesi çıkmıştır ama ben duymamışımdır!)
Şimdi her tanıdığıma konu hakkında bilgilendirme yapıyor ve yağları biriktirmelerini rica ediyorum. Zira atık tüm malzemeler gibi bu da dünyaya ciddi zarar.
1 litre atık yağın 1 milyon litre içme suyunu kirlettiğini okuduğumda etkilenmiştim. Lavabodan döktüğümüz her damla yağ denizlere karışıyor, denizin yüzeyini kaplıyor ve balıkların oksijenini bitiriyor. Vicdan azabına bak. Şimdi dökebilecek miyiz bu yağları bakalım lavaboya?
Haydi herkesi 5 lt lik bir bidon almaya, kullandığı yağları atmadan süzerek ve su katmadan  biriktirmeye davet ediyorum.
Daha temiz bir dünya için bizim de ufak bir katkımız olsun diyorum, sevgilerimle....

Duman için tırmıklama yeri


Duman yemek masasının sandalyelerini tırmıkladığı için kumaşları artık çok kötü bir hal alınca geçen ay değişim yaptık. Ancak huylu huyundan vazgeçmiyor doğal olarak.  Yine Duman'ın gözü sandalyelerde. Evde olduğumuz sürece  yaptırmamaya çalışıyoruz ama yine de aklı orada. Oysa ki tırnakları için kendi yatağının üzerinde özel bir yer var. Yook  illa sandalyeler diyor diye hedef şaşırtmak için bir şeyler yapmam lazımdı. Ben de  lavabonun altında duran eski doğrama tahtasının üzerine ip sardım. 
Sonra da bu aleti Duman ile tanıştırdık!
Şimdilik pek bir temkinli yaklaşıyor. Eee birsüre inceleyecek, koklayacak , tehlike var mı tartıp biçecek, Sonra belki... 
Belki bu süre zarfından ben de farklı bir fikir geliştirebilirim. 
 Patilerinden de görülebileceği gibi  merakından çatlamak üzere....
 Resim çekelim diye zar zor oturtturduk.


 Kafasını da devamlı çevirip duruyor, bir fırsatını bulunca kaçacak!
 Ellerini sürtüyoruz ama  şimdilik oralı olmuyor ve vınnn.

Penne Arabiata

Evde acıkan iki tane gence hemen yapılacak bir şey lazımdı. " Hadi olmadı mı?" nidaları arasında sosunu hazırlarken makarnalar pişti ve ve acılı makarna ile buluşuldu, sonrası bir süre sessizlik.... 
Malzemeler: 
1 paket penne makarna 
 Sosu için : 
2 diş sarımsak 
1 orta boy kavanoz domates püresi veya 4 orta boy domates rendesi 
Tuz 
Karabiber
Kırmızı biber
Kekik 
1 tatlı kaşığı şeker 
1 yemek  kaşığı acı biber salçası 
1 tatlı kaşığı sirke 
1 yemek kaşığı ketçap 
Zeytinyağı 

Yapılışı : 
Makarnayı klasik usulde haşlıyorum. Ayrı bir sos tenceresinde zeytinyağında dpmates rendesini ve sarımsağı bir süre pişiriyorum. Sonra içine salça , ketçap, şeker, tuz ve sirkeyi ekliyorum. Bir süre daha bu şekilde pişip suyunu iyice çekmeye başladığında baharatları ekliyorum ve kapatıyorum. Pişen makarnayı süzdükten sonra sos   ile buluşturuyorum. Sonra iş servis etmeye kalıyor. Afiyet olsun... 



BlogOkulu Gadgets