14 Ocak 2013 Pazartesi

Duman her yerde!

Evin içinde bazen yok olur Duman. Seslenirim, her yeri ararım yok. Böyle durumlarda hep en olmadık yerlerde bulduk onu. İşte yine bir arama sonrası " Niye bu kadar yaygara yapıyorsunuz? Evdeyim işte nereye gideceğim" der gibi bakarken buldum...
Nerde mi???
Duman her yerde....






Yemişli brüksel lahanası salatası


Brüksel lahanası benim çok tercih etmediğim bir lezzet.
Geçmiş günlerden birinde bir televizyon programında gördüğüm tarifi kendime göre düzenleyerek yaptım ve çok beğenildi.
Hiç olmazsa kış günlerindeki vitamin katkısı dolayısıyla sıkça tüketilmeli bence ...

Malzemeler:
Yarım kg brüksel lahanası
1 demet taze soğan
Nar ekşisi
1 Limon suyu
Zeytinyağı
2 çorba kaşığı çekirdek içi
2 avuç dövülmüş fındık

Yapılışı:
Lahanaları  sadece 3 dakika kaynar suda bekletiyorum. Çıkartıp soğuk suya alıyorum. Suyunu süzüp ince ince kıyıyorum. Taze soğanları içine doğruyorum. Tuzunu koyup limon ve nar ekşisi ekliyorum. Zeytin yağını da ekleyip  hafifçe ovalayarak karıştırıyorum. Yemişleri tavada ısıtıyorum ve sonra üzerine döküyorum.
Afiyet olsun..


Roma mı dibimizde ? Eyvah haberimiz yok!

Evimin yanında duran kalıntılara bir başka baktım bugün.
Defalarca önünden geçmişimdir.Belki hakkında konuşmuşuzdur, çok hatırlamıyorum. Eskiden daha da bir köhne görüntüsü vardı şimdiye göre. Sanki hafızamda öyle kalmış.
Ama bugün baktığımda öyle yalnız, öyle sahipsiz duruyordu ki. Etrafında otlar büyümüş, kimi yerlerine kağıtlar çöpler atılmış. Bakımsız geldi bana. Terk edilmiş. Metruk!
Gerçekten de terk edilmiş miydi?

Belediye tarafından etrafı çevrilmiş olsa da kimse tarafından fark edilmeyen öylesine vaziyette duruyor hayatımızda. Kaç kişi üzerinde konuşmuş , fikir yürütmüştür şu haliyle, önünden geçip okula giden kaç  çocuk sormuştur meraklanıp nedir bu yıkıntı diye?

Oysa neler yapılabilir bu kadar değerli taş kalıntısına!
Ya da değeri nerede bunun ? 
Yüzyıllardır her türlü doğa olayına dayanan taşlarında mı? 
Ayakta kalan kaidesinde veya mimarisinde mi ? 
Yüzyıllar önceki yaşanmışlıklarında mı ?

Kimbilir kimler yaşadı burada? Şu an üzerinde durduğumuz zeminden kimler yürüdü, koştu, büyüdü.... Kimbilir ?  Böyle düşünmeye başladığımızda ne kadar da özel ne kadar da anlam yüklü... Oysa  gördüğümüz sadece bir yıkıntı... 

Etrafını çevirmekle iş bitmiyor bana göre. Korunmuş da olmuyor! 

Uzun uzun  bir başka bakıyorum bugün buraya. Ayrık otlarından temizlenmiş, toprağın  bakımı yapılmış,  şu an çevrili çitlerin üzerinde yazıldığı gibi  arkeolojik çalışma bir an önce tamamlanıp düzenlenmiş, çevresine peyzaj  yapılmış ve rengarenk çiçekler ekilmiş, güzel bir tanıtım yazısı konulmuş  gerçek anlamda korunmuş  bir "Ören Yeri" gördüm  bakarken ve evimin tam da dibinde böyle bir mirasın varlığı çok hoşuma gitti. Az ilerisinde yeni açılmış olan bir kreşten çıkan bir çocuğun, büyük annesinin elinden çekiştirirken yanı başındaki bu yapıya heyecan ile "bu ne ? " demesini duydum sanki. Büyük annenin gözlüğünü takıp çocuğa yazıyı okumasını, çocuğun meraklı gözlerle büyük anneyi izlemesini gördüm. Dibimizdeki bu mirası anlatmasını...Hatta belki  masal uydurmasını .....

Farkındalıklar hakkında yeğenim Gökhan'ın blogunda (dengeli ve sağlıklı yaşam rehberi ) yazdığı çok güzel bir yazı da okumuşken, gündelik yaşantımızda kaçırdığımız onca şeyin birkaç tanesini yakalayarak işe başlamak ve sonra bu sayıyı gün be gün arttırmak ne de güzel  olur.

Farkında olunca çünkü harekete geçeceğiz....
Önce kendinize sonra da hayata farklı bakmanız dileklerimle... 








Üç renkli kurabiye






Tüm tuzlu kurabiye hamurunu bu hamuru çeşitlendirerek yapabilirsiniz.
2 su bardağı un
1 tatlı kaşığı tuz
1/2 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı sirke
2 çorba kaşığı tereyağ
1 adet yumurta

1 çorba kaşığı biber salçası
1 çorba kaşığı zeytin ezmesi
1 çorba kaşığı ince kıyılmış dereotu
Yapılışı:
Hamur için gereken tüm malzemeyi koyarak yoğuruyorum.
Hamuru 3 eşit parçaya bölüyorum. Birinin içine salçayı,diğerine zeytin ezmesini, üçüncüsüne de dereotunu ekleyerek ayrı ayrı yoğurup hamurları streç filme sarıp yaklaşık yarım saat dolapta dinlendiriyorum.
Çıkardıktan sonra üç ayrı hamurdan parçalar alıp streç film arasında ince rulolar yapıp saç örgüsü şeklinde örüyorum.
Üç tane rengi yan yana yapıştırıp bir süre daha buzdolabında bekletip ( rahat kesilmesi ve dağılmaması için ) sonra yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizip 200 derece fırında pişiriyorum.

Bu hamuru sade haliyle ve /veya üç renkli haliyle şekillendirdikten sonra buzlukta saklayabilir, kullanmak istediğinizde 10 dakika oda sıcaklığında bekletip fırınlayabilirsiniz.
Afiyet olsun...
BlogOkulu Gadgets