20 Aralık 2012 Perşembe

Girit usulü kabak





Yıllar önce tesadüfen öğrendiğim bir yemek bu. Aslı böyle midir aklımda bu kadarı mı kaldı bilmiyorum ama ne zaman yapsam yiyenlerden hep olumlu geri dönüşler aldım. Hafif ve lezzetli bir zeytinyağlı …

Girit usulü kabak
Malzemeler :
1 kg aynı boyda ve aynı incelikte kabak
1 çay bardağı zeytinyağı
Bir bağ taze soğan
1 adet kırmızı soğan
 8-10 diş sarımsak
 1 tatlı kaşığı tuz, 1 çorba kaşığı toz şeker
Üzeri için ince dilimlenmiş beyaz peynir
Yapılışı:
Kabaklar soyulur ve ortadan ikiye bölüyorum. Tencereye iç kısımları üste gelecek şekilde diziyorum. Aralara sarımsaklar koyuyorum. Taze soğan yeşil kısımları ile birlikte üzerine doğruyorum. Kırmızı soğanı  da halka halka üzerine doğrayıp tuzu, şekeri,  zeytinyağını ekliyorum. Yaklaşık bir çay bardağı su ile ağzı kapalı olarak kısık ateşte pişmeye bırakıyorum. Pişme işlemi tamamlanıp halen suyu varsa bir süre de kapağı açık suyunun çekmesi sağlıyorum. ( Bazı kabaklar çok su verebiliyor) Suyunu çektiğinde ve kabaklar yumuşadığında servis tabağına alarak pişmeyi sonlandırıyorum.
Servisini peynir ile yapıyorum. 
Meze olarak da çok takdir görüyor belirteyim. 
Afiyetle... 

Hepsi bu!




Bazen rüzgarın saçlarımı dağıtmasına,
Yağmurun yüzümü ıslatmasına,
Birilerinin kalbimi kırmasına izin veririm, 
Sonra, 
Saçlarımı toplarım, 
Şemsiyemi açarım, 
Kalbimi kapatırım, 
Hepsi bu....
Can Yücel 

YENİ YIL YAKLAŞIYOR!




Nasıl geçtiğini bir türlü anlayamadığım bir yılın son günlerine yaklaşıyoruz. Bir de malum 21 Aralık kıyamet senaryoları da ister istemez tüm yayınlardan yaşamımıza girdi.  
Pazartesi, her lafın başında "amaan, üç günlük dünya " geyiklerine, dünden beri, " taktığın şeye bak, bugün var yarın yokuz !" Çıkmaz ayın son Çarşambası "  söylemleri de eklendi çok şükür.
Bir de Nilüfer'den " Öleceksek ölelim" şarkısı  arka fonda dönüyor.
Yarın nasıl bir gün olacak, olacak mı olmayacak mı bilinmez ama yeni bir yılın hazırlık coşkusunu yaşamak güzel... 

Yeni yıla yaklaştığımızda ve sebze tezgahlarında görünmeye yeni yeni başladığında  mutlaka zeytinyağlı bakla gelir geçer soframızdan. Hatta tek tük getirilmiş olan tezgahlar önce mimlenir pazarda, araştırma tamamlanınca da derhal alınır.  
Orta seveni yok bu baklanın onu gördüm yıllardır. Ya sevilir ya sevilmez. Hatta sevilmezi daha ileriye de götürebilirler.Ama belki benim  baklamla tanışmamışlardır. 
O zaman buyrun bakalım afiyetle..... 





BAKLA
Malzemeler :
½ kg sakız bakla
Yarım çay bardağı zeytinyağı
1 soğan
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı un
1 çorba kaşığından biraz az toz şeker
Üzerini süslemek için dereotu
Yapılışı :
Baklaları ayıklıyor ve yıkıyorum. Soğanı yemeklik doğrayıp tencereye alıyor ve zeytinyağında biraz kavuruyorum. Tuzunu koyup unu ekliyorum. Un sadece bir tatlı kaşığı olmalı çünkü suyunu bağlamak için kullanıyorum.Suyu süzülen baklaları da hemen ekliyor ve üzerine çıkacak kadar sıcak su ekleyip en son şekeri atıyorum. Bir kez tahta kaşık ile karıştırıyorum (bu yemeğe metal kaşık sokmuyorum çünkü karartıyor) .
Baklanın cinsiyle de alakalı olarak kontrollü olarak kısık ateşte ağzı kapalı olarak pişiriyorum.  Suyunu mümkün olduğunca çekmesi lazım. Düdüklü tencerede de yapılabilir ( hatta benim besin değerlerini kaybetmemesi  ve hızlı pişirmesi sebebiyle genel tercihim oluyor) , bu durumda suyunu sadece 1 çay bardağı koymanız ve sadece 5 dakika pişirmeniz yeterli.
Pişirme sonlandığında servis tabağına alıp üzerine kıyılmış dereotu ile servis yapabilirsiniz. Sade veya sarımsaklı yoğurt yanına çok yakışır.
Sevgiyle birlikte yiyin...

BlogOkulu Gadgets