21 Nisan 2013 Pazar

Davet vardı...


Geçtiğimiz hafta 7 kişilik samimi bir yemek için hazırlanmış bir masadan görüntülerle başlamak istiyorum yazıma.
Uzun süredir davet etmek için konuştuğumuz, karşılıklı bir türlü uygun zaman yaratamadığımız  üst komşularımızla güzel bir sohbet için buluştuk.
Mudo'dan aldığım kırmızı suplalarım ile hazırladım bu masayı. Fazla kalabalık olmasın diye içki bardaklarını servis masasına koydum. İsteğe göre servis yapılması açısından kolaylık oldu...



 Masada sadece iştah açıcı olarak; kuru kayısıların içini açıp soyulmuş badem koyarak hazırladığım tabak ile
 Zeytinyağı ile kuru domatesi taze kekik yaprakları ile çeşnilendirdiğim tabağım vardı.

Bir davet hazırlığında iki seçeneğiniz olur her zaman ya her şeyi bir ek masaya taşıyıp herkesin istediğini istediği kadar almasını sağlarsınız  ya da  tabakları önceden porsiyonluk olarak hazır edip misafirlerin gelişi ile birlikte hemen servis edersiniz. Birincisi biraz daha samimi olduğunuz davetlerde uygun oluyor açıkçası. Daha formal devam edenlerde ise servis önceden organize ile hayat kurtarıyor. Bu noktada seçilen menü çok önemli. Akışın aksamaması ve stresin olmaması için menü doğru belirlenmeli.
Dikkat edilmesi gereken unsurlar;
1- Menü bir concept içerisinde olmalıdır. Örneğin Türk  yemekleri ağırlıklı bir menüde farklı bir  mutfak kültürünün bir yemeği eklenmemelidir.
2- Menüde bulunan yiyecekler sizin sofradan uzun süre ayrılmadan servis edebileceğiniz şekilde önceden hazırlanabilecek olmalı ve bekleme süresince de hem görsel hem de tat olarak farklılık oluşturmayacak nitelikte olmalıdır.
3- Menüdeki  yemeklerin servislerinde  uzun süre masadan ayrılmamak için ısıları sabit tutacak reşo denilen altından ısı veren kapların kullanılması olabileceği gibi ( bu evlerde çok da uygun ve tercih edilebilir olmuyor ) elektrikli battaniye içinde muhafaza yöntemi de bir televizyon programında gördüğüm ve takdire şayan bulduğum bir yöntem.
Ben de geçen hafta üst komşularım için verdiğim yemek davetinde bu doğrultuda önceden hazırlıklarımı tamamladım.
Uzun yıllardır Almanya'da yaşayan sevgili komşularım Cengiz Bey ve eşi Barbara için Türk yemekleri ve mezeleri ağırlıklı bir menü oluşturdum.
Başlangıç için  servis kolaylığı olması açısından bir ordövr tabağı hazırladım.
Yoğurtlu havuç mezesini tabakta dağılıp kötü görüntü oluşturmaması için yufkaları nescafe fincanın tabağı büyüklüğünde yuvarlaklar keserek silikon muffin kaplarına yerleştirerek  fırında pişirdim. Böylelikle güzel bir çanağım oldu.( İçlerine pişerken ağırlıkla tam bir çanak oluşabilsin diye fasulye koydum ama gereksizmiş.)


Milföyleri kurabiye kalıpları ile çiçek şeklinde kestim ve üzerine yumurta sarısı sürerek pişirdim. Pişen ve soğuyan çiçeklerimin tam ortalarını elimle bastırarak çökerttim ve içlerine muhammara doldurarak tek lokmalık acılı mükemmel lezzetler oluştu.

Zeytinyağlı barbunyaları küçük kaselere koyarak tabağa yerleştirdim. Böylece yağları akıp diğer yiyeceklere karışmadı. 

Yoğurtlu pancar mezesini de likör bardaklarına koydum ve bu şekilde tabağa yerleştirdim. 
Limon dilimlerinin üzerine; bir su bardağı  haşlanmış ve kabukları soyulmuş nohutun içine 1 diş sarımsak, 1 tutam tuz, 1 çay kaşığı kimyon , 2çorba  kaşığı limon suyu, 2 çorba kaşığı tahini robotta karıştırarak krema kıvamına getirdiğim ve krema sıkma aparatı ile şekillendirerek sıktığım "HUMUS"u koydum. 


Zeytinyağlı dolma  ise spesiyalim olarak her zaman davetlerde benim soframda olur. 
Patlıcanları da farklı bir formda vermek istedim. Uzun ve ince kestiğim patlıcan dilimlerini arkalı önlü kızarttıktan sonra içine yine kızarttığım ve kabukları soyduğum biberleri sararak kürdan ile sabitledim. Üzerine de bir domates sosu hazırlayıp soslukla masada servis yaptım. 
Kırmızı biberleri de közledikten sonra ulo yapıp dereotu sağı ile bağladım. 
Sunumu  ile güzel bir ordövr tabağı oldu diyebilirim.
Ara sıcak olarak peynirli midye börek ( daha önce tarifini vermiştim) 
Ana yemek olarak, patlıcan beğendi yatağında   kremalı mantar soslu biftek  ( bunun tarifini ve resmini en kısa sürede vereceğim, resim çok kötü çıktığı için yayınlamayacağım) verdim. Ancak konuklarımın vejeteryan olduğunu öğrenmem  gecenin süpriziydi.  Ana yemek yanında salata ise hardallı patates salatası ve brüksel salatası idi. Bunlar kurtarıcı oldu diyebilirim. 
Hardallı patates salatası :
Yaklaşık bir kilo haşlanmış taze patates için  1 çorba kaşığı sirke, hardal, yarım paket krema,  küp doğranmış kornişon turşu, 3 adet taze soğan( ince doğranmış) 1 diş sarımsak,  1 çay bardağı mısır, 1 çay bardağı küp doğranmış kurutulmuş domates ve 1/2 çay bardağı zeytinyağını sos olarak karıştırıp haşlanmış patateslere ekleyerek yaptım. 

Tatlı olarak haşhaşlı revani hazırlamıştım ancak sevgili Barbara " Kasekuchen" yapıp getirince onu ikram ettim ve süperdi... 
Telaştan resimlerini alamadığım için yayınlayamıyorum. 
Keyifli bir sohbet ve güzel bir yemekti.  
Sevgiyle  kalın... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BlogOkulu Gadgets